Özgür Sonbahar...

Merhaba,

Bu ilk yazım ve açıkçası öyle çok şey var ki paylaşmak istediğim nerden nasıl başlayacağımı bile kurgulayamadım aklımda, ve dedim ki bir yerden başlarsam arkası gelir..umarım güzel başlar ve öyle de devam eder..birlikte göreceğiz..

Tasarım,tekstil,moda..bu dünya çok bilinmeyenli bir denklem..söylenecek bir dolu söz var,ya da daha doğrusu yapılacak çok çok iş var. Şöyle ki; aylar öncesinden belirlenen renkler,kumaşlar, aksesuarlar, trendler..takip edilmeli, öğrenilmeli ki sezonda nelere dikkat edilecek bilinsin, neler IN neler OUT takip etmek kolay olsun, her işin bir zorluğu vardır bu sektörde de herşeye hakim olmak gereği zorluyor insanı..

Örneğin bu sezona bakalım şöyle bir kuşbakışı; neler yok ki ,ekoselerden, grilere,siyah - beyaz aşkından fuşyaya, sarının en kirli tonuna, kırmızıya, taftalardan satenlere, yünlülerden şifonlara, kürklere, devasa kolyelerden platform topuklara...daha nerelerden nerelere..

Takip edilmesi zor bir sezon 60'lı yılların o hanımhanımcık bayanlarından esinlenilmiş tayyörler, jileler,mantolar, son dönemlerin vazgeçilmez uzun hırkaları, battal kazakları, asaletin simgesi şapkaları...

Her tarza, her vücur tipine uyan bir kıyafet mevcut bu sene. Ne enteresandır ki tasarımcıların hiç biri illa bu model diye diretmemiş ve bir elsatikiyet gelmiş modaya, sanki bir ferahlık gelmiş, herkes derin bir ohh çekmiş, nihayet kendine yakışanı bulup üstelik trendlerin dışına çıkmadan bunu yapabilme özgürlüğünü yakalamış, rahatlamış...

Güzel mi güzel bir akım bu, sevdim ben bu sezonu, herkese uygun şık parçalar bulmak mümkün, havalar da soğumaya başlamışken haydi alışverişe...